Toplam Ziyaretçi: 957.844
© 2015, Tüm Hakları Mustafa TURAN'a Aittir.
Ekşi Bilişim & Tasarım

Kutsal Topraklarda Osmanlı İzleri ile Mekke ve Medine Seyehati-3

Her müslüman’ın gönlünde, bir gün Hacca veya Umre’ye gidip Beytullah’a yüz sürmek, Mina’da şeytan taşlamak, Arafatta vakfe yapmak,  Rasülüllah’ın huzuruna çıkmak ve buram buram mana havası kokan, kutsal mekânları ziyaret etme arzusu ve iştiyâkı yatar. 
İnsan’ın, ziyaret ettiği yerlerin tarihi ve soyal dokusunu bilmesi, içerdiği dînî mesaja vâkıf olması ve tarih boyunca yaşanmış hadiseleri hafızasında tekrar yaşaması halinde, yaptığı vazifenin yüceliğini daha iyi anlama ve kavrama imkânına kavuşacağı muhakkaktır. Medinede Mescid-i Nebevi’de ve Mekkede  Mescid-i Haram’da nakış nakış ecdadımızın o yüce ve ulvi hizmetini görünce, Allah’a ve O’nun Rasülüne duyduğu sevgi, saygı ve muhabbetin geniş yansımalarına yakından şahit olunca, insanın irkilmemesi ve gözyaşlarına boğulmaması mümkün değildir.  
 O ne incelik. O ne zerafet. O ne nezaket. O ne edep, saygı ve muhabbettir ki, Osmanlı Mekke’de Kâbe’den, Medine’de ise,  Rasülüllah’ın Yeşil Kubbe’sinden yüksek bina yapımına  yıkılıncaya kadar asla izin vermemiş.   Rasülüllah (sav) rahatsız olmasın diye Tren İstasyonunu Medine şehrinin 1 km kadar dışına inşa ettirmiş ve  tren raylarına keçe döşetmiş. Efendimiz’e rahatsızlık vermeyelim diye. Sürre Alayları ile yüzyıllar boyunca Mekke ve Medine halkına yardımda bulunmuş. Ehl-i Beyt’i  vergiden muaf kılıp, başlarına taç etmiş.  Peygamberimizin kabirlerindeki tozları dahi toplayıp, Topkapı Sarayındaki kutsal emenetler bölümünde “Gubar-ı Şerif” diye hürmet etmiş. Mekke ve Medine’yi kara kare eserleriyle donatmışlar. 
Bu sunumda,  Tarihçi Yazarımız Mustafa Turan Bey, Osmanlı’nın bütün bu eserlerini tanıtmaktadır. Peygamberimizin kendi mescidini ilk defa kendi elleriyle inşa etmelerinden, Dört Halife, Emevi ve Abbasilere kadar tamirleri yapılan dini eserleri bir bir beyaz perdede en ince noktasına kadar ziyaret ettirmekte ve her biri hakkında geniş izahatlar vermekte ve Kutsal toprakların tarihi ve dini dokusunu izleyicilerine yansıtmaktadır.Beyaz perde üzerinde, Uhut’tan Hendek’e,Mescid-i Nebevi’den Kuba Mescidine, Hira Mağarasından Sevr Dağına, Mescid-i Haram’dan Arafat’a, Müzdelife’den Mina’ya kadar Sevgili Peygamberimiz nasıl yapmışlarsa aynı şekilde  Umre ve Hac ibadeti yaptırılmaktadır. Bu ziyarette Arafatta vakfe yapılacak, Mina’da Şeytan taşlanacaktır. Kabe’de Tavaf edilecek, Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yapılacaktır.
Bu proğramı izleyen nice insan,  “keşke gitmeden önce bunları öğrenebilseydim. Ben 1 Hac, 2-3 kez de umre yaptım. Ne yazıktır ki,  bu anlatılanları ve gösterilenleri oralarda hiç  görmedim”  tarzında üzülmekte ve  hayıflanmaktadırlar.Takdir edilir ki, bir ziyaret, ya da ibadet bilinçli ve konu hakkında bir alt yapı oluşturarak yapılırsa, daha çok takdire şayan olur. İşte Tarihçi- Yazarımız da yaptığı Hac ibadeti neticesinde kaleme aldığı “BİR TARİHÇİ GÖZÜYLE HACCI YAŞAMAK” kitabındaki birikim ve hazırladığı zengin sunuyla,  Umre ve Haccın altyapı bilgi ve donanımlarını izleyiciye aktarmaktadır.
Bu tür proğramları başta Diyanet teşkilatı olmak üzere, her kişi ve kurum  organize edebilmektedir.
BAŞARIDA MOTİVASYON
İlköğretim  ve Lise son sınıfları  sınavlara hazırlamak amacıyla, “BAŞARIDA MOTİVASYON” seminerleri veren, Kişisel Gelişim Uzmanı Yazar Mustafa Turan, sınavlara hazırlanırken çarpıcı ve etkileyici örneklerle beynin muhteşem işlevini anlatmakta ve öğrencileri sınavları kazanma noktasında motive etmektedir.

Bu Sayfayı Paylaşın

Tüm Kitaplar