“EVİNİZDEKİ OKUL” KİTABININ YAZARI MUSTAFA TURAN İLE YAPILAN RÖPORTAJ
YENİ HABER:Efendim bu kaçıncı kitabınız?Buna bağlı olarak ufukta yeni çalışmalarınız var mı?
TURAN:Evet elinizdeki bu kitap bizim 9.kitabımız.Ufukta yeni çalışma dosyalarımız bulunuyor.Olgunlaşanları zamanı geldikçe yayınlayacağız inşallah.
YENİ HABER:Hocam “Evinizdeki Okul ”kitabı ile neyi amaçladınız?
TURAN:Bizde yanlış bir anlama var.“Çocuklarımız 8-9 ay boyunca okulda yoruldular.Yazın tatilde dinlensinler.”Denilerek 3 ay boyunca çocukların tam bir serbestlik içinde yan gelip yatmasını dinlenme olarak kabul etmekteyiz. Halbuki şu noktada çok yanıldığımızın farkında değiliz.O da insan beyninin kapasitesini,işlevini ve fonksiyonunu tam bilemediğimizden kaynaklanıyor.Kişisel gelişim ve hafızayı kullanma teknikleri konusunda aldığım uzmanlık eğitimi sayesinde şunu söyleyebilirim ki;Ellerimiz,kollarımız,ayaklarımız gibi uzuvlarımız kas sistemi ile çalıştıkları için yoruldukları halde,beynimiz elektro kimyasal sistem ile çalıştığı için,kesinlikle yorulması söz konusu değildir.Beynimizin saatteki hızı 580 km’dir.İçinde, ihtiyaç duyduğumuz bir anda,bilgileri bulup bize ulaştıran,minik sinir hücresi dediğimiz 100 milyardan fazla nöron bulunmaktadır.Dünyanın en gelişmiş bilgisayarları dahi,insan beynine göre,okyanusta bir damla bile değildir.
Beyin uzmanları 1950’lerde beynimizin yüzde ellisini kullanıyoruz derlerken,bu gün ancak yüzde birini kullanıyoruz diyorlar.Ve beyin yan gelip yattıkça değil,çalıştıkça işlevini artırıyor.Beynimizi ne kadar çok çalıştırırsak,daha çok okur,daha çok bilgi öğrenirsek,o kadar çok beynimizin anlama,kavrama ve mukayese etme kapasitesini artırıyoruz demektir.Beynimizi çalıştırmayıp atıl bırakırsak tehlike doğuyor.Tatilde dinleneceğim diye yan gelip yatmak,hiçbir şey yapmadan miskin miskin pineklemek ve tembellik yapmak akıl kârı değildir.Mesaide yapamadığımız,kitap okuma fiilini yazın bol bol gerçekleştirebiliriz.Bir program çerçevesinde yazlığımızı,ya da tatile gitmediysek mevcut evimizi okul haline getirebiliriz.Daha pek çok sosyal,kültürel ve sportif faaliyetlerde bulunabiliriz.
Dolayısıyla çocuklar yoruldu.Yaz tatilinde yatıp dinlensinler mantığının büyük yanlışlığı ortaya çıkıyor.Gerçi biz çocuklar yaz tatilinde,sene içinde olduğu gibi yoğun bir programla çalışsınlar istemiyoruz elbette.Yine tatillerini yapacaklar,ancak bu arada tatilin yarısında yani 45 günde her gün iki saat ayırarak,hazırladığımız bu kitabı ve içindeki programı anne baba olarak uygularsak,hem okulu evimize taşımış,hem de çocuklarımızın büyük bir bilgi birikimini sağlamış olacağız.Hatta tüm aile fertleri olarak uygularsak; hepimiz de bu bilgi birikimine sahip olma şansını elde edeceğiz.Ancak bu kitapta yer alan proğram taviz vermeden ve aksatılmadan,istikrarlı ve kararlı bir şekilde günü gününe uygulanırsa,o zaman amacına ulaşmış olur.
YENİ HABER:Nasıl yani.Bu kitapla her anne-baba çocuğuna kendisi mi hocalık edecek?
TURAN:Evet aynen öyle olacak.Öğrenmenin bir yolu da öğretmektir.Ben çocuklarıma kitapta ne yazılıysa bir proğram çerçevesinde öğrettim.Tabi pek çoğunu da öğretirken öğrendik.Konuları üç ana başlık ve 12 alt başlık halinde hazırladık.Bakın anne ve babalar olarak bu kitabın içinde yer alan 45 günlük proğramı evlerimizde uyguladığımızda çocuklarımıza neler kazandırmış olacağız?Dolayısıyla kendimiz de kazanmış olacağız.
A-SOSYAL İLİŞKİLER VE KÜLTÜRE AİT BİLGİLER BÖLÜMÜNDE;
Bu bölümde:“Özlü Sözler,Davranış Kuralları,Kavramlar ve Espriler ”var.
1-Bize hayatımızda rehber olacak ve bizi iyiliğe,güzelliğe kanalize edecek ve her zaman, her yerde, her sohbette kullanarak diğer insanların da istifade edebileceği, tam 45 özlü sözü öğrenmiş olacağız.
2-İçimizden hangimiz çocuğunun; hal ve hareketleriyle,edep ve ahlâkıyla,insanlar arasındaki olumlu sosyal iletişimiyle, oturduğu kalktığı yeri bilen,terbiyeli,ahlaklı,saygılı,hoşgörü ve sevgi dolu davranışları benimseyen örnek bir insan olmasını istemez ki…
İşte bu bölümde verdiğimiz bilgilerle,çocuklarımıza bu özellikleri ve güzellikleri kazandırmayı amaçladık.
3-Hangi aile çocuğunun ÖKS ve OSS imtihanlarını kazanmasını istemez.Sınavlar konusunda uzman olan Dr.Jhonson diyor ki:“Analar!Babalar!Hocalar!Okul Müdürleri!
Çocuklarınızın -OKS ve- Üniversite sınavlarında muvaffak olmalarını istiyorsanız,kelime bilgilerine dikkat ediniz.”
OKS ve ÖSS’de sorulan soruların doğru olarak yapılabilme oranı,öğrencinin sözcük bilgisiyle çok yakın orantılıdır.
Bu bakımdan biz, her gün özenle seçtiğimiz hem sosyal hayatta kullanılacak,hem de imtihanlarda öğrenciyi başarıya taşıyacak 10 kelime,kavram ve sözcük verdik.Böylece yeri geldiğinde kullanmak üzere kelime dağarcığımıza 45 günde hiç de azımsanmayacak tam 450 kelime yerleştirmiş olacağız.
Sosyal hayatta da bazen şahit oluyoruz,çocuklarımız bir derdini açıklamak için kıvrım kıvrım kıvranıyor.Halbuki ihtiyaç duyduğu bir kelimeyi bulsa sorun kalmayacak.Çocuklarımızı kelime fakiri olmaktan kurtarmamız da böylece mümkün olabilacaktir.
4- Biz toplum olarak bazen söylemek istediklerimizi bir fıkrayla anlatmak isteriz.Sosyolojik ve psikolojik açıdan böyle yapıya sahip bir toplumuz. Bu proğramı azimle,aşk ve şevkle,sıkılmadan uygulanmasını temin etmek maksadıyla, her gün bir espriyle zenginleştirmek istedik ki,hem o ana ait bir rahatlama,hem de ileriye yönelik böyle bir birikim kazanılmış olsun..
B-EDEBÎ ve TARİHÎ BİLGİLER BÖLÜMÜNDE:
Bu bölümde:“Tarih Bilinci, Şiirler, Öğütler ve İbretli ve Pratik Bilgiler”bulunuyor.
5- Aslını, esasını, özbenliğini, kimliğini, kişiliğini, inancını, tarihini, kültürünü ve misyonunu bilmeyen milletlerin, yeryüzünde uzun müddet payidar olduklarına tarih bugüne kadar şahit olmamıştır.Dünyada siyasi, askeri ve ekonomik güçle birlikte kültür ve medeniyette de ileri gitmiş milletler, tarihlerinde yer alan önemli simge ve sembolleri yaşatarak, gelecek nesillere en sağlıklı bir şekilde aktarmak suretiyle, istikballerini temin etmeye çalışırlar. Bizim ise,ne yazık ki tarihi yaptığımız kadar yazdığımız ve gelecek nesillere bu misyonu kazandırdığımız söylenemez.Biz de bu amaçla,her gün ibret almaları için bir tarihi olayı anlatarak, çocuklarımıza bir tarih bilinci kazandırmayı amaçladık.
6-Biz hayatımız boyunca şiirle yoğrulmuş bir milletiz.Şiirden aldığımız zevki,ne hikaye ne de romanda bulabildik.“Türk milletinin % 90’ı şairdir,% 10’u da şiir yazar” kanaati yaygındır.Şiirle konuşmayı seven bir toplumuz biz.Şiirle koyulaştırırız muhabbetlerimizi,şiirle açıklarız birbirimize olan sevgimizi.
Şiir,iç dünyamızı besleyip terbiye eder .Ruhları inceltirken,insanı yüceltir.
Her gün bir şiir vermek suretiyle çocuklarımızın gönüllerinde yedi veren güllerinin açılmasını,çevrelerine çiçekler gibi nefis kokuların saçılmasını,böylece ruhlarında bir sevgi dünyası kurulmasını istedik. Bu şekilde proğram sonucunda toplam 45 şiiri hafızamıza kazandırmış olacağız.
fsfd 7-Bir toplumda öğüt müessesesi tam işletilebilirse,o takdirde hatalar,yanlışlar ve tüm olumsuzluklar asgariye indirilebilir. Bunun aksine öğüt müessesesini yürürlüğe koyamayan ve :“Bana öğüt verme para ver...” mantığının hakim olduğu toplumlar,içerisinde pek çok arıza bulunan ve her an bu arızalara yenileri eklenen fakat hiçbir tamir yapılmayan makine haline dönüşebilir. Belki bir süre çalışır ama nihayet dağılır.
Düzeltilmeyen her hata,ısrar edilen her yanlış ve“ Ben yaptım oldu”mantıklı her olumsuzluk büyüyerek çığ haline dönüşür. Olaylar bu boyuta gelmeden fert ve toplum bazında öğüt müessesesini çalıştırmanın yararı elbetteki çok elzemdir.
Bu kısımda da her gün tanınmış meşhur bir insanın yol gösterici ve çocuklarımızı iyilik ve güzelliğe sevkedici öğütlerine yer verdik.Böylece dünyanın 45 meşhur insanından ders alınmış da olunacaktır.
8-En çok ihtiyaç duyulan şeylerden birisi de genel kültür eksikliğidir.Yılların birikimi ile elde ettiğimiz ve bir araya getirdiğimiz, ilginç ve pratik bilgileri de sizlerle ve çocuklarınızla bu bölümde paylaşmış olacağız.
O kadar ilginç bilgilerle karşılaşacaksınız ki,zaman zaman hayretten donup kalacaksınız.Bu şekilde çocuklarımız hayatlarının her safhasında kullanabilecekleri bilgilere, tek elden ulaşmış olacaklardır.
C-DÎNÎ ve AHLÂKÎ BİLGİLER BÖLÜMÜNDE İSE:
Bu bölümde de:“Âyetler,Hadisler,İlmihal Bilgileri ve Dualar”yer alıyor.
İslam dini ,çocukların maddi ve manevi açıdan yetiştirilmelerine büyük önem verir.Onların bedence yetiştirilmelerine gösterilen ihtimam kadar,rûhi yönden ve inanç açısından da aynı hassasiyetin gösterilmesini emreder.
Çocukların terbiyeli şekilde yetiştirilmeleri,sadece aileyi değil,içinde yaşadığı toplumu,dolayısıyla tüm insanlığı da ilgilendirir.Devletin en küçük birimi olan ailenin,çocuklarını terbiye etme noktasında ihmali olursa,o takdirde toplumda sevgi,güven,huzur ve kardeşlik duyguları yok olacaktır.Ana baba hakkı,komşu hakkı nedir bilmeyen,haram,helal kavramlarını tanımayan,hak,hukuk değerlerine yabancı bir neslin ortaya çıkması, o toplumu temelinden dinamitleyecektir.
Kur’anda:“Hiç şüphesiz mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır…”buyrulur.(Tegâbün süresi,ayet:15)
Marifet,dünyaya çocuk getirmek değil,dünyaya getirdiğin çocuğun kulağını ezansız,elini Kur’ansız,kalbini imansız büyütmemektir.Onu ailesine,vatanına ve milletine faydalı bir birey olarak yetiştirmektir.Ve yine onu ,vatanını sevecek,gerektiğinde onun uğruna şehit olmayı cana minnet bilecek,milleti için her türlü fedakarlığa katlanacak,millî ve dîni değerlerini canından aziz bilecek sorumlu,haysiyetli ve ahlaklı bir evlat olarak topluma kazandırmaktır.
İman ve ibadet açısından hiç değilse,her Müslüman’a asgari lazım olan bilgileri çocuklarımıza,anne baba olarak kazandırmak zorundayız ki,yarın vefat ettiğimizde ardımızdan dua edecek bir evlat bırakmış olalım.Ya da kıyamet gününde çocuklarımızın:“Annem babam bana dinimi,imanımı öğretmediler ki kulluk yapayım”tarzında bizden şikayet etmelerine yol açmayalım ve suçlu duruma da düşmüş olmayalım.
İşte biz bu bölümde,bir çocuğa asgari öğretilebilecek konuları dört alt başlık altında vermeye çalıştık.Kitaptaki programla inanç ve ahlak açısından da şunları öğretmiş olacağız:
9-Kurâ’n-ı Kerim’den seçtiğimiz ve her gün bir ayetin meâlini verdiğimiz bu kısım da ,45 ayet öğrenilmiş olacaktır.
10-Peygamberimizin 40 hadis ezberleyenlere yönelik bir müjdesi vardır.Allah Resulü buyurur ki:“Ümmetime kim dini ile alakalı 40 hadis ezberletirse,Ona:“Cennetin kapılarından hangisinden istersen gir” denilir.”
Her gün bir hadis ezberlenmek suretiyle toplam 45 hadis ezberlenecek ve Peygamberimizin bu müjdesine erişilmiş olunacaktır.
11-Bizim insanımızın günlük taat ve ibadetlerinde, ilmihal bilgilerinin eksik olduğunu sıkça sorduğu sorulardan anlıyoruz.
Bu kısımda her gün bir konu ele alınarak,zengin ilmihal bilgileri verilmiştir.Daha geniş bilgi için ilmihal kitaplarına başvurulabilir.Bu bilgiler ev ve aile ortamında toplu olarak okunup tek tek her maddede açıklama yapılarak öğrenilirse,konu daha iyi anlaşılmış olur.
12-Evet Dua.Hayatımızın her anında ihtiyaç duyduğumuz bir ibadet.Allah Resulü :“Dua mü’minin silahıdır.”buyuruyor.
Dua,bir ibadet ve kulluk vazifesi olduğu kadar,yüce Yaratıcıya bir şükran ifadesidir de.Aynı zamanda insana mutluluk,güven ve huzur da verir.
Biz hayatın değişik alanlarında sıkça yapılan duaları anlamlarıyla birlikte ,her gün bir tane verdik.
Böylece çocuğumuza toplam 45 dua öğretmiş ve kendimiz de öğrenmiş olacağız.
Bu kitapta yazılı olan programı, eşim ve ben çocuklarımıza bir önceki yaz tatilinde aksatmadan uyguladık ve çok olumlu sonuçlar aldık.Çocuklar hem yaz tatillerini geçirdiler,hem de günde iki saat çalışarak ;sosyal ve kültürel yönden,edebî,ahlâkî ve dînî açıdan bir hayli yol katetmiş oldular.Böylece anne ve baba olarak onlara karşı görevimizi yaptığımız inancındayız.Bu vesileyle ailece bizim de çok şey öğrendiğimizi de belirtelim.Yani uygulanabilirliliği olan ve uygulanmış bir programdır.İstedik ki,bu hazırlık ve birikimi sizlerle de paylaşalım.
Ancak ailece her günün konuları öğrenilince, otokontrol sistemiyle kitabın arkasına koyduğumuz, “NELER ÖĞRENDİK?” testi fotokopiyle çoğaltılarak proğramı uygulayanlar tarafından her gün doldurulmalıdır.
YENİ HABER:Proğramınızda ezber de var.Bunu nasıl izah ediyorsunuz?
TURAN:Evet ezber var.Biz de bir yanlış anlama daha var ki,o da ezber meselesi.Sakın bir şeyi ezberlemekten korkmayalım.Ben Japon eğitim sistemini inceledim.Tamamen ezber üzerine kurulmuş.Ve bugün Japon mucizesine bütün dünya gıpta ediyor.Çünkü ezber yaptıkça beynimizin kullanım kapasitesi artıyor.Ancak problem değil,denklem ya da formül ezberlenir.Anlayarak ezber kişiye çok çok fayda sağlar.Unutmayalım İstiklal Marşı şairimiz M.Akif,hem Kur’an-ı,hem de başka şairlere ait tam 10 bin beyit şiir ezberlemişti.Ben de küçük yaşta Kur’anı ezberlemiştim.Ve bundan sonra beynimde,anlama,kavrama,düşünme,fikir üretme ve bunları izah etmede müthiş değişmeler ve gelişmeler meydana geldiğini bizzat müşahade etmişimdir.Bu sebeple gerek sözleri,gerekse hadis ve duaları ezberletmemiz,tıpkı bir arabanın motorunun açılması gibi ,çocuklarımızın beyninin açılmasını sağlayacaktır.
YENİ HABER:Böyle bir kitap yazma fikri sizde nasıl ortaya çıktı ki,bu formatta bir eser yazdınız?
TURAN:Evet.Gerçekten bu fikrin ortaya çıkması çok ilginç.Tavuk suyuna çorba serisinde Joan Aho Ryan ‘ın Babalardan Dersler adı kitabı okurken bir yere geldim ki,orada çok etkilendim.İşte o bölüm bana bu kitabı yazdırdı.
YENİ HABER:Hocam o bölümü bizimle paylaşır mısınız?
TURAN:Elbette. Meşhur Filozof Leo Buscaglia anlatıyor:
“Babamın çok doğal bir yanı vardı. Yoksul bir çiftçinin oğluydu. Bize yaşamında çalışmadığı bir gün olmadığını anlatırdı hep.Hiçbir iş yapmadan oturmak onun yaşamına girmiş bir kavram değildi.Aslında çalışmamak onu ürkütürdü.
Babama göre dünya onun okulu olmuştu. Her şeye ilgi duyardı. Eline geçen kitabı. gazeteyi ve dergiyi okurdu.“Öğrenecek çok şey var” derdi hep.“Dünyaya aptal bir insan olarak gelsek de,sadece aptallar aptal olarak kalır.”Akşam yemekleri ailenin bir araya toplandığı ve sıtmadan ölmüyorsanız herkesle birlikte sofraya oturmanız gerektiği için,o gün öğrendiğimiz her şeyi sofrada açıklardık. Bizler bunun çılgınca bir şey olduğunu düşünüyorduk o yaşta elbette. Babamızın hiçbir isteğini geri çevirmezdik. Akşam yemeğine oturmadan önce ellerimizi yüzümüzü yıkamak üzere tüm kardeşler banyoda toplandığı zaman,“Sen bugün ne öğrendin?” diye sorardık.Birimizin yanıtı hiçbir şey” ise,önce ansiklopediyi açar,onun için bir şeyler bulur ve sofraya öyle otururduk.“NEPAL’İN NÜFUSU...” gibi.
Annem ve babam her zaman bizi dikkatle dinler ,yorumlarda bulunurdular. Bir diyalog biter,bir başkası başlardı. Masanın başında oturan babam,tüm dikkatini birimize verir"Felice”derdi, “Bugün ne öğrendin bakalım? ”
-“Nepal’in nüfusunu öğrendim”
Anneme döner ve :“Sen biliyor muydun?” diye sorardı. Annem:“Nepal’in sadece nüfusunu değil,dünyanın neresinde olduğunu da bilmiyorum.”derdi ve annem verdiği bu cevapla babama malzeme hazırlardı aslında.
“Felice”derdi,“atlası getir de annene gösterelim.”Ailece atlasta Nepal’i aramaya koyulurduk.
Evimizdeki hiçbir akşam yemeği en azından yarım düzine yeni şey öğrenmeden son bulmazdı.
Çocukken bizler bu derslerin değerini çok iyi anlamazdık. Yıllarca sonra geriye dönüp o yıllara baktığımda ,babamın eğitimimizde kullandığı tekniğin ne denli güzel bir teknik olduğunu anlıyorum. Ailece hiç farkında olmadan hep birlikte kendimizi geliştiriyor,deneyimlerimizi paylaşıyor ve birbirimizin eğitimine katkıda bulunuyorduk. Babamsa,hiç farkında olmaksızın bizi en gerçek anlamıyla eğitiyordu.
Babam,“Yaşamlarımızdır sınırlı olan” derdi,“ne kadar öğreneceğimiz değil. Öğrendiğimiz kadar insan oluruz. Herkesin eğitim alması gerekir.”
Şimdi yorgun bir günün sonunda eve gittiğimde ,başımı yastığa koymadan önce babamın sesini işitiyorum.“Felice” diyor bana,“Bugün ne öğrendin?”Bazı günler tek yeni bir şey öğrenmediğim oluyor,hemen yataktan fırlıyor,kitaplıktaki kitaplarımı gözden geçiriyor ve yeni bir şey öğrenmeye çalışıyorum. Sonra da,o günü boşa geçirmediğim inancıyla ve huzur içinde uyuyorum. Üstelik ,Nepal’in nüfusunu bilmenin günün birinde işe yaramayacağını kim bilebilir ki?(Babalardan Dersler,Joan Aho Riyan,s.46-50)
Şu manzara ne kadar güzel değil mi?Adam evini,sofrasını her gün bir okul haline getiriyor ve çocuklarını ne güzel eğitiyor.Biz ise,televizyonların magazin proğramları ve televolelerle vakit geçirmekteyiz.Aile eğitimi bu noktada devreye giriyor ve büyük bir önem arzediyor.Okulun hiç bir zaman ailenin yerini tutması mümkün değil.Anne baba evde yaşam tarzıyla çocuklara örnek teşkil etmesi gerekiyor.Kendi yapmadığı şeyi çocuklarından istemesi, psikolojik ve pedegojik açıdan bir mana ifade etmiyor.
YENİ HABER:Hocam yenı yayımladığınız “EVİNİZDEKİ OKUL” adlı bu kitabınız umarız aile eğitimi açısından büyük bir boşluğu dolduracaktır.Bu vesileyle güzel bir söyleşi yaptık.Teşekkür ederiz.
TURAN:Ben teşekkür ederim.Bu fırsatı bize tanıdığınız için.Eğer aile eğitimi açısından yeni bir açılım getirebildiysek kendimizi bahtiyar hissedeceğiz.Bu vesileyle tüm okurlarımıza da sevgi ve saygılarımı sunarım.