Toplam Ziyaretçi: 957.844
© 2015, Tüm Hakları Mustafa TURAN'a Aittir.
Ekşi Bilişim & Tasarım

YAVUZ PADİŞAH SULTAN SELİM ŞAH YAVUZ PADİŞAH SULTAN SELİM ŞAH

"Yavuz Padişah Sultan Selim Şah" adlı son kitabımızın yayımlanmasından sonra, en çok sorulan soru şu oluyor? Neden Yavuz? Çünkü Yavuz farklı bir hükümdar da onun için diyorum. Niçin farklı sorusunun cevabını biraz açalım bu sohbetimizde. Olağanüstü bir zekâya sahip olan Yavuz, şayet savaşlardan fırsat bulursa, tebdil-i kıyafet ile halk arasına karışıp, halkın dert ve şikâyetlerine vakıf olmak ve bu dertlere derman olacak politikalar geliştirip, milletin refahını temin etmek için çaba sarfediyordu. Ağırlıklı olarak başta tarih ve şiir olmak üzere istisnasız her gün 7-8 saat kitap okuyordu.

Yavuz, iç ve dış dünyasıyla, hal ve hareketiyle, giyimi ve kuşamıyla, az yemesi, az uyuması, az konuşmasıyla, sakalıyla, bıyığıyla velhasıl her yönüyle, ne kendisinden evvelkilere, ne de kendinden sonrakilere pek benzemeyen bir mizacın aksiyoner adamıydı. Böylelerine nev'i şahsına münhasır derler. İşte Yavuz'da nev'i şahsına münhasır bir sultandı. Onun bazı özelliklerini belki, Mete Han gibi, Sultan Alpaslan gibi, Fatih Sultan Mehmet gibi hükümdarlar ile mukayese edebiliriz. Yoksa her hali herkesten farklıydı. Sarığı "Selimi" denen ve diğerlerine benzemeyen kendine özgü bir sarıktı. Diğerleri gibi sakalı yoktu. Bıyıkları hem büyüktü, hem de kendine özgü bir şekildeydi. Pek kesin olmamakla birlikte, şayet küpe takdıysa, bu tavır da sadece Türk tarihinde değil, dünya tarihinde başka hükümdarlarda ya da krallarda pek görülmeyen bir farklılıktı.

O zevke düşkün olmamasıyla farklıydı.İhtişam ve depdebeden sıkılacak kadar mütevazI olmasıyla farklıydı. Boğazına ve hareme düşkün olmamasıyla farklıydı. Haremi, hemen hemen hiç kullanmayan tek padişahtı Kitabı vazgeçilmezlerinden biri kabul etmesiyle, savaş meydanlarına kütüphenesini götürmesiyle ve savaş ortamında dahi okumasıyla farklıydı. Hayatı boyunca büyük düşünüp büyük hareket etmesiyle farklıydı. İnisiyatif kullanmasıyla ve risk almasıyla farklıydı. Günde bir öğün yemek yemesi ve çok az uyumasıyla farklıydı. Farsca şiirler yazmasıyla ve Batı dillerini değil, Şark dillerini bilmesiyle farklıydı. Ülkesini 8 yılda tam 2,5 kat büyütmesiyle farklıydı. Acaba dünyada hangi hükümdar, bu kadar kısa sürede bu kadar devasa işler başarmıştır? Velhasıl böyle daha satırlarca onun farklılıklarını saymak ve kaydetmek mümkündür.

Makedonya Kralı B. İskender 27 günde Sina (Tih) çölünü geçmişti. Çölü geçen bir başkası ise Pers Kralı Kambiz'di. Başka da hiçbir cihangir geçmeye cesaret edememişti. Fakat B. İskender Mısır'ı zabdedince, Yunan erfsanesiyle kendisinin Jübiter yıldızından geldiğine inanıyor ve Fravun'u aynen taklit ediyordu. Oysa Yavuz, Mısır tahtına Nâil olurken edebinden hiçbir şey kaybetmemişti. Bu yönüyle de diğer cihangirlerden farklıydı. "Mülk Allah'ındır " diyordu. O Hz. Yusuf Peygamber'in makamının kendisine tevdi edilmesinin tevazuluğu ile gözyaşı döküyor ve kulluk şuuru içinde secde-i Rahman'a baş koyuyordu. "Hâkimü'l-Haremeyn" ünvanına şiddetle itiraz edip, "Ben ancak Hadimü'l- Haremeyn" olabilirim dediği için yücelip yükseliyordu. "Tarihin Yavuz dediği Selim, gerçekten de Yavuz'du. Ama bu yanardağ gibi ateş saçan hükümdarın da, yanında boynunu büktüğü, elini öptüğü, nazını çektiği, buyruğunu tuttuğu kimseler vardı. Ulemaya saygısı, onu şâhikalarda taçlandırırken, Napolyon gibi bir Cihangir'in, hocası Molme'yi tokatlaması, onu alçaltmıştı. İşte biz de Yavuz'u, bu farklı özellikleri ve ulvi güzellikleri dolayısıyla yazdık. 8,5 yılda, 80 yılda yapılacak işleri başaran ikinci bir hükümdar olmadığı için, kaleme aldık onu. Ona minnettarız. Ruhu şad olsun.

Bu Sayfayı Paylaşın

Tüm Kitaplar