AVUSTURYA’DAN GELİYORUM
Daha önce “Cihan Hakimiyetine Giden Yol” ismiyle çıkan kitabımızın baskısı bittiği için,yeni baskısını SÖĞÜTTEN VİYANA’YA adıyla yayımladık.Kitap kısa bir süre önce elime geçti.Tesadüfe bakın ki geçtiğimiz hafta bir seri konferans vermek üzere ben de Avusturya ‘ya gittim. Ardından Almanya’ya geçerek bir seri konferans verdikten sonra yurda döndüm.
Avusturya gerek tarihi ve gerekse coğrafyasıyla çok değişik bir ülke. Almanya da hakeza öyle.Ecdadımızın ta Avrupa içlerine kadar niye gittiğini, oraları gördükten ve inceledikten sonra daha iyi anladım sanırım. 11 bin m.yükseklikten bölgeyi gözlemlerken düşündüklerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Orta Asya’dan Viyana’ya uzanmak dile kolay.Aslında çok büyük bir başarı ve performans.Atalarımız bu olguyu gerçekleştirmiş.Ama ne yazık ki,tarihi yaptığımız kadar yazdığımız söylenemez.Nesillerimize bu muazzam serüveni çok iyi anlatmalıyız ki,yarınlarımızı gönül rahatlığı içinde onlara teslim edebilelim.
Tarihimizde ne kahramanlarımızı saymakla, ne de zaferlerimizi anlatmakla bitirebiliriz.Belki bu tarihe tamamen “KAHRAMANLAR VE ZAFERLER TARİHİ” denebilir.
Dünyada siyasi, askeri ve ekonomik güçle birlikte kültür ve medeniyette de ileri gitmiş milletler, tarihlerinde yer alan önemli simge ve semboleri yaşatarak, gelecek nesillere en sağlıklı bir şekilde aktarmak suretiyle, istikballerini temin etmeye çalışırlar. Sormak lazım.
Hani nerde bizim, Malazgirt ve Kosova’ların, Varna ve Çaldıran’ların, Preveze ve Pilevne’lerin, Çanakkale ve Sakarya’ların destanı ve türküsü?
Hani göğsünü siper edip yurdunu adi ve alçaklara çiğnetmeyen kahraman ve yiğitlerin kümbeti ve türbesi?
Hani bayrağımızı uçsuz bucaksız deryalarda şan ve şerefle dalgalandıran Hamidiye’lerin, Yavuz’ların, Alemdar’ların, Muavenet ve Nusret’lerin şahikalarda taçlanan ülküsü?
Hani Mete Han’ların, Alparslan’ların, Barbaros’ların ve daha nice yiğitlerin serencamesi ve kitabesi?
Hani eserleri Avrupa Üniversitelerinde yüzyıllarca ders kitabı olarak okutulan dünya tıp literatürünün şahı İbni Sina’ların, beş asır önce çizdiği mükemmel haritaları hâlâ bugün ilim adamlarını şaşırtan Piri Reis’lerin, Matematik dalında dünyada çığır açan Musa Kardeşler’in, Felsefe dalında Farabi’lerin, daha pek çok ilmin öncüsü Akşemseddin’lerin, Uluğ Bey’lerin, Ali Kuşcu’ların şarkısı ve hikayesi?
Hani İstanbul surlarında ilk bayrağı diken Ulubatlı Hasanların, Çanakkale’de 276 kilo mermiyi “Ya Allah” diyerek kadırıp, fizik kanunlarını alt üst eden Seyit Onbaşıların, İzmir’de düşmana ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsinlerin, Sütçü İmamların, Şahin Beylerin, Nene Hatunların destanı?
Başkaları tarih diye nesillerine destan okuturken,bizim destanlarımızı tarih diye okutmaya dahi maalesef zemin oluşturamıyoruz. Özellikle Orta Asya’dan Viyana’ya uzanmanın tarihi ve sosyolojik analizlerini ve tedkiklerini yaparak mantıklı bir yaklaşım içinde ve tarih felsefesiyle çocuklarımıza kazandırmalıyız.
Mustafa TURAN