Geçenlerde Çağdaş EKİN adında kültür,sanat ve edebiyata dair bir dergi geçti elime.Dergiyi etraflıca inceledim.Ekin’in,ilimizin kültür sanat kervanına yeni bir katılımla hizmet vereceğinden mutlu olduğumu belirtmek isterim.Dergide A.Mustafa Kulaber,Tamer T. Turgut,Mükremin Tekin,Hasan Topçu,Ali Işık,Seyfi Yücel ve Kemal Örge gibi bir çok  tanıdık dostlar var.
            Kültür ve sanatın gerçek değeri,tenkid’in ışığıyla neşv ü nema bulurmuş.Fakat Mümtaz Tarhan da der ki:”Hata denen sinsi kusurun sırıtkan dişlerini ortaya çıkarmak güzeli öldürmek demektir.”Bu sebeple biz bugünkü sohbetimizde tenkid’ten ziyade tebrik ve takdirlerimizi ifade etmeye çalışacağız.
            İyiyi,güzeli,doğruyu takdir edip alkışlamak,güzel bakan,güzel gören ve güzel düşünenler için bir mevhibe olduğu cümle alem tarafından bilinen bir husustur.Güdük zihinlerin ve cüce ihtirasların soysuzluğu, kıraç topraklardaki makiler gibi her zaman bodur kalmaya mecbur ve mahkumdur.
            Muayene olmak için eve çağrılan doktora kültürlü ve aydın görünsün diye hasta yatağında eline aldığı romanı, okuma bilmediği için ters tutan züppe bir kadını,ya da  kültürlü bir aile süsü vermek için evine aldığı mobilyanın rengine göre rafına kitap ve ansiklopedi alan seviyesiz adamın hikayelerini hep dinlemişizdir.Toplumumuzda kültürün özenti olmaktan çıkarak bir ihtiyaç haline gelmesi,  milletçe yükselişte irtifa kazanmaya başladığımızın bir göstergesi olacaktır.Çünkü kültür,paha biçilmez bir hazinedir.Sosyal  ve medeni hayatın ta kendisidir.
            Arı,her biri geometrik bir desen olan altıgen yuvasına bir kimyager edasıyla bin bir zahmet ve emekle hasılasını dökerken,biz bu nimetin oluşumundaki hayranlığı her defasında anar ve arıyı alkışlarız.Dergi çıkarmak arının bal yapması,ya da ipek böceğinin dut yaprağından koza örmesi gibi zor bir iştir.Karanlıklar içinde yakamozlar bir ışıktır.Kültür dergilerinde bu ışıkların toplu bir elektrik şelalesine dönüşerek toplumu aydınlatma gibi bir işlev vardır.Bu yönü itibarıyla dergiler, kültür hayatımızın hasta ciğerlerine verilen oksijen gibidir.
            Ruhumu ve izanımı büyüleyen kültür ve sanat davası kemerinin beni sımsıkı bağladığı anlayışım,Çağdaş EKİN’i çıkaran dostları en hararetli şekilde tebrik ve takdir etmeyi gerektiriyor.Çünkü ben bu dergicilik kafilesinin hem kemiyetine,hem de keyfiyetine müştakım.Formatı,rengi ve kimliği  ne olursa olsun ben,tiryakisi olduğum tüm kültürel oluşumlardaki mananın aşığıyım.Tam anlamıyla özlenen bir kültür ve sanat dergisi hüviyetinde olmasa dahi,verilen bir emek ve heyecan dolayısıyla Ekin’i ,inceleyince meydana gelen iç dünyamın esintilerindeki meteorolojik bültene bakarak diyorum ki; uçmak kuşun,koşmak atın,nağme bülbülün bir zaferi olduğu gibi,Ekin de onu çıkaranların bir zaferidir.Ancak zaferi elde etmekten ziyade onu devam ettirebilmek daha önemlidir.Her ne olursa olsun kapağında kültür,sanat ve edebiyat yazan bir derginin içinde, bir satır dahi olsa siyaset,bol keseden nutuk ve bir yerlere mesaj verme gibi bir  görüntü varsa, tüm emekleri zayi edeceği kanaatımı da belirtmeliyim.
            Bu arada şehrimizin kültür hayatına uzun zamandan beri katkı sağlayan Yeni Haber,Adapazarı,Yeni Gün,Yeni Sakarya ve Bizim Sakarya gibi yazılı,Kanal 54,SRT gibi görsel basınımızla birlikte,IRMAK ,Adı Yok ve Gren gibi dergilerimizin hizmetlerini de anmadan geçmek istemem.Çünkü Türkiye’de nüfusuna ve nüfuzuna göre basını ve kültür hayatı böylesi zengin bir şehrin olmadığı her zaman her yerde telaffuz edilen bir hakikat olduğunu memnuniyetle öğreniyoruz.Hatta nüfusu Sakarya’dan kat kat fazla olan nice şehirlerde böyle bir potansiyelin bulunmadığı da söylenmektedir.
            Bu duygu ve düşünceler içinde başta sayın Mustafa Kulaber ve Tamer T.Turgut Beyler olmak üzere EKİN’de katkısı olan tum arkadaşları en samimi duygularımla kutluyorum.Kalitesini ve trajını artırıp, bir şelale haşmetiyle gürül gürül akarak daha nice sayılara ulaşmasını diliyorum.
            Kültür dünyamıza kazandırdığınız Çağdaş EKİN’i  tanıtmak ve siz değerli dostları saygıyla selamlamak benim uçsuz bucaksız bir bahtiyarlığımdır.

Mustafa Turan